21 Temmuz 2008 Pazartesi

Zoboomafoo





Zoboomafoo çocuklara hayvanları tanıtmak ve sevdirmek için hazırlanmış bir çocuk programı. Yapımcılığını Kratt kardeşlerin yaptığı programı da yine Kratt kardeşler ve bir lemur olan zoboo (zabu) sunuyor.Program yayın akışlarında hafta sonu sabah saatlerinde diye gözükse de, programı geçen gece yumurcak tv’de izledim. Daha önceden de bildiğim bir programdı. Tekrar rastlayınca çok sevindim. İnsanı mutlu eden eğlenceli, izlemekten zevk aldığım bir program. Zabu çok şirin. Ordan oraya zıplayıp duruyor. İzlediğim bölümde hayvanların yuvaları konu alınmıştı. Kartaldan,kaplumbağaya, kunduza kadar pek çok sevimli hayvanı görme fırsatım oldu. Aslında haberleri dinliyordum. Çok iç karartıcı olduğuna karar verdim. Yok düğüne giderken kaza geçirip ölenler,maganda kurşunuyla yaralananlar…Haberlerde haber değil ki zaten. Bir çok kanalın halkı uyutucu programlar ve haberler yayınladığını düşünüyorum. Başka kanala geçtim. Bir film oynuyordu. Onda da silahlar, patlayan bombalar. Şiddet içeriyordu. Rahatsız oldum. Bir ara trt1de dede korkut hikayeleri diye bir dizi vardı. Örneğin onu beğenmiştim. Bizim kültürümüzü içeren izlemesi zevkli heyecanlı bir yapımdı. Aslında şu aralar da beğendiğim,izlediğim, elveda rumeli, binbir gece,avrupa yakası,hepimiz birimiz için, elif, milyonda bir gibi popüler diziler var ama genel olarak filmlerde yabancı kültürler,yaşantılar empoze edilmeye çalışılıyor diye düşünüyorum. Bizim kültürümüzü yansıtan çok az dizi ve film var. Tabi kültürümüz derken içinde töre cinayetlerini, kan davalarını barındıran ağa dizilerini kastetmiyorum.Dede korkut hikayeleri ya da elveda Rumeli gibi dizilerden bahsediyorum.Neyse filmler ve haberlerdeki şiddetten bunalmışken zoboomafoo’ya rastlayınca gerçekten mutlu oldum. Hayatımızda yeterince stres var zaten. Kim televizyonun karşısından başına oturduğundan dana sinirli,stresli bir şekilde kalkmak ister ki? Ya da halkı uyutmaya yönelik abuk sabuk eğlence ve magazin programlarıyla zamanını boşa harcamak ?






Bu arada dünyaca ünlü belgesel yapımcısı olan Kratt kardeşler’in 2004 yılında yaptıkları “be the creature” isimli belgesel, yine aynı yıl iki ayrı festivalde en iyi vahşi hayat belgeseli ödülüne layık görülmüş. Türkiyede renk yapım tarafından free tv’ye ve pay tv’ye dağıtımı yapılan belgesel 26 bölümden oluşuyor. Ve her bölüm 1 saat sürüyor. Belgeselde;Afrika vahşi köpeklerine,kahverengi ayılara,Afrika aslanlarına,Japon makağına,lemurlara,deniz ayılarına,kıyı hayvanlarına,şempanzelere,çizgili firavun farelerine,büyük beyaz balinalara,uzun kuyruklu Meksika yarasalarına,kangurulara,baboonlara,çitalara,orangutanlara,komodo ejderhalarına,savaşçı kanada koyunlarına,leoparlara ve Etiyopya kurtlarına yer verilmiş.Yani benim başına oturduğumda 26 saat başından ayrılamayacağım bir belgesel programı hazırlamışlar. Bölümlerin detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

Hiç yorum yok: