Sizde bulutlara bakıp hayal kurar mısınız? Ben bu gün çok güzel bulutlar gördüm. Bulutlara bakıp şekillerine göre onları yorumlamak hoşuma gidiyor doğrusu.Beni gülümsetiyor. Bugünkü güzel bulutlar otobüsün camından bakarken dikkatimi çekti. Aklım bir karış havada değildi ama başım havadaydı. Bu beğendiğim sevgili bulutun resmini ekliyorum ama tam olarak böyle görünmüyordu.
Onları benim gözlerimle görmeliydiniz. Biliyorsunuz bulutlar sürekli yer değiştiriyorlar. Ben tam o anda fotoğraflarını çekemedim. Telefonumdaki resimlerin sayısı çok artmış.Yer açayım derken aslında bu güzel görüntüyü kaçırdım.İnsanlar herhalde kim bu deli demişlerdir. Otobüs durağına bir sürü insan ve otobüs gelip gidiyor, herkes koşuşturuyor ve ben bu karmaşanın içinde bir köşede durmuş cep telefonumu gökyüzüne doğrultmuşum. Güzel bulutların resmini çekiyorum. Nasıl görünüyorlardı biliyor musunuz? Hani böyle kar yeni yağmaya başlar. Yağan karı izlersiniz, acaba tutacak mı diye düşünürsünüz. Yağmaya devam eden kar her yeri ince bir tabaka halinde kaplar. Kalın değildir ama yerin görünmesine izin verecek kadar da ince değildir. Sonra insanlar üstünde gezinmeye başlar ve minik izler oluşur. İşte böyle bir görüntüydü. Kar her zaman gökyüzünden yağar ama bu sefer sanki gökyüzüne yağmış gibiydi. Diğer bulutlar pofuduk pofuduk batmak üzere olan güneşi kapatıyorlardı ve güneşin parlak ışıkları bulutların arasından sızıyordu. Bu bulutların arasından ince bir kar tabakasına benzeyen benim bulutlarım görünüyordu. Cümleye bakar mısınız? Benim bulutlarım. O kadar beğendinse alıp eve götürseydin diyeceksiniz. Evet onları zihnime kaydedip eve getirdim. Benimleydiler, yazımı okuyorsunuz bulutlarım şimdi sizin yanınızdalar. Onlara iyi bakın. Akşam üstü yağmur yağacağını düşünmüştüm ama hala yağmadı. Bulutları sevdiğim gibi yağmuru da seviyorum. Küçükken yani aşağı yukarı üç buçuk yaşındayken uçakla seyahat ettiğimde bulutların kar olduğunu zannederdim. Annem onların bulut olduğunu söylese de ben kar olduklarında ısrar ederdim. Birde bahçemizdeki karıncaları izleyip nasıl birbirlerine çarpmadan yürüdüklerini merak ederdim. Şimdi büyüdüm. Bulutların kar olmadığını biliyorum. Ve karıncalar gibi biz de istiklal caddesinde veya diğer kalabalık yerlerde birbirimize çarpmadan yürüyebiliyoruz. Ama içimde hala küçük bir çocuk var.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Temmuz 2008 Arşivim
- Planetarium
- Björk İstanbul’a Geliyor!
- Sarhoş Olmayan Sıçan
- Karakovan Balı
- Deniz Kirliliği ve İklim Değişikliği
- Metallica Konseri
- İstiridye Kabuğu Tozu
- Kutup Işıkları
- Yaz Yağmurları ve Sonbahar
- Bike Baran
- İnsanüstü Görme Yetisi
- Tuhaf Bitkiler
- Zeytinburnu Tıbbi Bitkiler Bahçesi
- Türkiye’nin Bitki Zenginliği
- Her şey Dahil bir Çiftlik Tatili
- Güzellik ve Sağlığın Sırrı Zeytinyağında
- Okullarını Öğrenciler Isıtacak
- 100 Ayda Dünyayı Kurtarma Planı
- Bir Deniz Kaplumbağası Evlat Edinin!
- Zoboomafoo
- Ekoturizm ve Eko Okullar Programı
- Caretta Carettalar
- Çevreci Yerleşim Alanları
- Atıkların Doğaya Karışma Süresi
- Okaliptus Ağaçları ve Amik Ovası
- Şırnak’ta Çevre Kirliliği
- Orkinos Avcılığı
- Samsun’da Ekolojik Pazar
- Kivalina Köyü Devlere Karşı
- Bir Leoparın Timsah Avı
- Organik Çay
1 yorum:
Bulutları benim dilimle ifade etmişsin "pofuduk pofuduk!" Biliyomusun önceden hayatımda olan gereksiz bir insanla minibüste giderken, ben bulutlara bakıp ona kocaman bi gülümsemeyle şöyle demiştim: "baksana nekadar güzeller pamuk gibi çok pofuduklar" ilk önce gökyüzüne baktı, sonra bana anlamsız saçma, çocukça bir şey söylemişim gibi donuk ve sevimsiz.Sonra anladım içimizdeki renkler birbirine uygun değildi o griyi, bense gökkuşağını taşıyordum içimde.Diğerlerinden farklı bir yerden hayata bakmak zordur ama bir okadar da güzeldir.O günler bana kendi patikalarımda keşifler yapmayı sundu neyi istemediğimi neye katlanamayacağımı gördüm çok sevdiğim bir söz var "kendini tanı!" Şimdi kendimi tanıyorum...Neyse sevdim yazılarını hoşçakal
Yorum Gönder